Sahi, siz hayallerinizi napıyorsunuz?

Mesela, ben hayal ettiklerime ulaşabilmek için çok uğraşıyorum. Yani hayat bu konuda bana pek sevilesi yaklaşmıyor, genelde. Bir de uçsuz bucaksız bir hayal gücüne sahip olunca durum iyice içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor bazı zamanlarda.



Yurt dışında 2-3 aylık dil eğitimi almayı istemek bile benim hayatımı derinden etkileyebiliyor. Kimisi için bu süre çoktan bitmiş, ülkesine geri dönmüş ve yeni işinden sıkılmaya başladığı dönemler olarak şekillenirken. Benim için duvara çarp, düş. Kalk, silkelen. Duvara çarp, düş. Kalk, silkelen. Duvara çarp, poz vererek düş olarak şekillenip arsızlaşmaya doğru gidebiliyor.

Azıcık melankoliye doğru yürürsem, düştükten sonra silkelenme sürecim yine ortalamanın üzerinde zaman alabiliyor. 

Bazen rafa kaldırsam da hayallerimi, ben hayallerimin peşinden gidiyorum. 
Neden yapmadım demektense sanırım çarpıp,çarpıp düşmeyi seviyorum. Böyle yazınca da çok mazoşistçe oldu. Tam olarak öyle değil ama hareketsiz kaldığımda nefes alamıyorum ve bu yüzden yeni bir şeyler arıyorum. 

Şans faktörünü çoğu zaman unuttuğum için de sanırım o duvarlara çarpa çarpa nasır tutuyorum. 

Şans deyip geçmeyin, şans faktörü işletmelerin başarıları için bile kabul görmüş teoriler içerisinde yer alıyor günümüzde her şey bir sistemden ibaret diyen sistemlere inat. 

Sözün özü, hayallerinizi bırakmayın!

Şansınız bol olsun.



Unknown

Korkma, hayallerini takip et!

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder