Avustralya'da Yaşam Notları - Eğitim Sistemi 1.bölüm

Okumakta olduğunuz bu Eğitim yazı serisi 2002-2006 yılları arasında, Türkiye Cumhuriyeti'nde Devlet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde eğitim almış birine göre Avustralya eğitim sistemine dair kıyaslamaları içerecektir.


Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan her öğrenci gibi ben de üniversite sınavına hazırlanma ve sınav stresini aşarak üniversite öğrencisi olmaya hak kazananlardanım. Üniversite eğitimi döneminde ise vize ve finallerden oluşan sınav sistemini aşıp bir de üzerine bitirme tezi yazarak lisans eğitimimi tamamladım. Özetlersek, Türkiye'deki eğitim hayatım ders notlarım ve kitaplar arasında geçen sen de ezber, ben diyeyim sindirme tekniğine dayalı olarak geçti. 

Avustralya'da ilk önce Akademik İngilizce eğitimi aldım. Çünkü, Türkiye'de TOEFL sınavı hazırlık süreçlerim yeterli olmuyordu, ya vakit ayıramıyordum ya da ayrıca çalışmak zor geliyordu. Akademik İngilizce eğitimi almanın yüksek lisans ödevlerime ve raporlarıma daha faydalı olacağını düşündüğüm için Akademik İngilizce eğitimi ile Avustralya eğitim sistemine adım attım.

Peki, Akademik İngilizce de nedir? dediğini duyar gibiyim. Kısaca, günlük dilde kullandığın fiilleri, bağlaçları kullanmadığın/kullanmamaya çalışacağın ve günlük kelimeler yerine en az 2 tane resmi dilde kullanılan kelimeleri öğrenmen gereken, bol bol akademik yazım pratiği içeren bir dil eğitimi. 5 hafta süren her kur içinde en az 3 tane bireysel ve 1 tane grup çalışmasına dayalı sunum yapılır. Bu da akademik konuşma dili kullanarak profesyonel sunum yapma tecrübesi kazandırır. Tabi bir de evlere şenlik Harvard referanslama sistemi var. 

Neden referanslama sistemini öğretiyorlar diyenler için bu açıklama. Çünkü, her hangi bir kaynaktan aldığın bilgiyi öyle sanki seninmiş gibi kullanamazsın. Cümleyi ya da paragrafı top yekün alıp kullanmamalısın. Cümleyi kendin yorumlayıp, baştan yazsan bile o fikir başkasına ait olduğu için söyleyen kişiyi mutlaka referans göstermelisin. 
Lisans bitirme tezi yazmış biri olarak referanslama kurallarına aşinaydım ama burada uygulanan Turnitin* sistemi sayesinde kimden ne kadar cümle kopyaladın, ya da kiminle benzer cümleleri kullandığın yüzdelik oran olarak karşına çıkıyor. Bu yüzdelik oranın belli bir limitin altında olması gerekiyor ki hazırladığın yazı sana ait olsun. 

Dil kursunda noktasından, virgülüne kadar öğrendiğim Harvard referanslama sistemi zaman kaybından başka bir şey değildi. Bu eğitim yerine günlük konuşma konusunda pratik şansı verilmesini tercih ederdim. Çünkü, yazdığın kaynak adına göre otomatik olarak sana referans listesi hazırlayan web siteleri var(MIŞ).

Belirli Akademik İngilizce seviyesine gelip, dil okulundan mezun olduktan sonra herhangi bir dil sınavına girmene gerek kalmadan direk Yüksek Lisans eğitimine başlayabiliyorsun. 


Bu kadar bilgi, bana yetmedi. Yüksek lisansta neler oluyor? diyorsan, ikinci bölüme göz atmanı tavsiye ederim.



*Turnitin, Türkiye'de sadece Bilkent Üniversitesi tarafından uygulanıyor/destekleniyor. Öğrencilerin hazırladığı ödev ve raporlar genelde Türkçe olduğu için diğer Türk Üniversiteleri tarafından desteklenemiyor olması bu sayının azlığını açıklamak için yeterli olacaktır. Bilkent Üniversitesi'ne tebriklerimi gönderiyorum, Sydney'den. 












Unknown

Korkma, hayallerini takip et!

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder